Tüp Bebek Tedavisi

Tüp bebek yöntemi, çocuk sahibi olmayı düşünen ancak çeşitli olumsuzluklar nedeniyle doğal yöntemlerle çocuk sahibi olamayan çiftlere uygulanır. Günümüzde sıklıkla tercih edilen kısırlık tedavilerinin başında tüp bebek yöntemi gelir. Enfeksiyon, nedeni açıklanamayan kısırlık, erkeğin sperm kalitesinde düşüklük, tüplerde tıkanma, kilo ve ileri yaşlardan kaynaklanan durumlar nedeniyle çiftler tüm bebek yöntemi ile bebek sahibi olabilirler.

Tüp bebek tedavisi, erkek üreme hücresi olan sperm ile kadın üreme hücresi olan yumurtalıkların toplanarak vücut dışında, laboratuvar ortamında döllenmesi sağlanmasını kapsayan tedavi sürecine verilen isimdir.

Döllenen yumurtaların bölünmeye başlaması ve embriyo adı verilen ilk gelişim aşamalarının laboratuvar ortamında gerçekleştirilmesinden sonra embriyo annenin rahmine yerleştirilir. Bu aşamanın ardından gebeliğin doğal yollarla meydana gelen gebelikten herhangi bir farkı olmaz. Tüp bebek yönteminin doğal gebelikten farkı, döllenme işlemlerinin laboratuvar ortamında gerçekleştirilmesi, döllenen yumurtaların ise anne rahmine sonradan yerleştirilmesidir.

Özellikle erkek nedeniyle meydana gelen kısırlık sorunlarında tüp bebek tedavisi öncesinde aşılama tedavisi tercih edilir. Bu yöntemde spermlerin toplanması sonrası rahim içerisine transfer işlemleri gerçekleştirilir.

Tüp Bebek Tedavisi Nasıl Çalışır?

Tüp Bebek Tedavisi Nasıl Çalışır
Tüp Bebek Tedavisi Nasıl Çalışır

Tüp bebek yöntemi için yumurtaların yerleştirilmesi iki farklı yöntemler gerçekleştirilir.

  • Laboratuvar ortamında yapılan döllenme işleminde spermler yumurtaların yanına bırakılarak bunların kendi kendine yumurtayı döllenmesi beklenebilir. Bu yöntem klasik IVF yöntemi olarak isimlendirilir.
  • Mikroskop altında spermin bir pipet ile direkt olarak yumurta içerisine enjekte edilmesi ile de döllenme işlemi gerçekleştirilebilir. Bu yöntem mikroenjeksiyon olarak isimlendirilir.

Tüp bebek uzmanları bu iki yöntemden hangisini tercih edeceğini çiftlerin özelliklerine bağlı olarak belirler. Burada amaç çiftlerin en iyi başarı şansını yakalamalarını sağlamaktır.

Aşılama Tedavisinin Tüp Bebek Yönteminden Farkı Nedir?

Özellikle erkeğe bağlı olan ve nedeni açıklanamayan kısırlık durumlarında tüp bebek tedavisinden önce aşılama tedavisi tercih edilir. Tüp bebek tedavisinde olduğu gibi aşılama tedavisinde de öncelikle kadınların yumurtalıklarının uyarılması işlemleri gerçekleştirilir. Yumurtaların çatlamasından sonra erkeklerden alınan spermler rahim içerisine kanül yardımıyla transfer edilir.

Aşılama işleminin gerçekleştirilebilmesi için kadınların tüplerinden en az bir tanesinin açık olması önemli bir konudur. Erkeklerin sperm analizlerinin ise normal veya normale yakın olması gerekir. Bunun yanında kadınlarda gebeliğin tutunmasına engel olacak endometrial bir patoloji sorunu olmamalıdır.

Tüp Bebek Tedavi Süreci Nedir?

Düzenli olarak adet gören kadınlarda her ay bir adet yumurta oluşturulur. Tüp bebek tedavisinde dışarıdan verilen hormon ilaçları ile yumurta sayısı artırılır. Tedavi protokolleri birbirinden farklılık gösterse de genel olarak yumurta gelişimini sağlayan ve erken yumurtlamaya engel olan iki paralel hormon tedavisi uygulanır.

Hormon ilacı kullanımı sırasında yumurtalıkların verdiği cevabı yani yumurta gelişimini takip etmek ve gerekli olması halinde doz ayarlamalarını yapmak açısından ultrason ve kan testleri yapılır. Bu sayede olgunluğa erişen yumurtaların çatlatma iğnesi olarak isimlendirilen basit bir iğne ile toplanması ve laboratuvar ortamında erkeklerden alınan spermler ile döllenmeleri gerçekleştirilir. Yumurtaların toplanması işlemleri genel anestezi altında ya da sedasyon ve lokal anestezi altında da gerçekleştirilebilir.

Bu döllenme işlemi klasik tüp bebek yöntemi için sperm ve yumurtanın yan yana bırakılmasıdır. Mikro enjeksiyon olarak isimlendirilen her bir spermin yüksek büyütmeli mikroskop altında tek bir yumurta içerisine enjekte edilmesi ile de işlemin gerçekleştirilmesi mümkündür. Hekimler hastalara en uygun olan yöntemi tercih edecektir.

Döllenen yumurtaların 2-3 gün boyunca veya bazı durumlarda 5-6 gün boyunca laboratuvarda ısı ve atmosfer kontrollü kültür ortamlarında gelişmeye bırakılması gerekir. Bu sürenin sonunda en iyi şekilde gelişme gösteren embriyoların seçilmesi sağlanır ve bunlar rahim içerisine yerleştirilir.

Transferi sağlanacak olan embriyo sayılarının belirlenmesi gebelik şansına ve çoğul gebelik risklerine direkt olarak etki edeceği için embriyo kalitesinin belirlenmesini takiben bu sayılar çiftler ile transfer öncesinde görüşülür. Embriyo transfer işlemleri nadir durumlar haricinde sedasyon ve anesteziye gerek kalmadan gerçekleştirilir.

Hangi Durumlarda Tüp Bebek Tedavisi Gerçekleştirilir?

Herhangi bir korunma yöntemi tercih etmeden cinsel ilişkide bulunulmasına rağmen 1 yıl ve daha uzun süreler boyunca kişilerin hamile kalamaması durumunda infertilite konusunda tüp bebek merkezine başvurmaları gerekir.

Tüp Bebek Tedavisi Kaç Yaşına Kadar Uygulanır?

Tüp bebek tedavisi için öncelikle kadınların yumurtalık rezervlerinin değerlendirilmesi gerekir. Adetin 3. Gününde gerçekleştirilen hormon testleri ve ultrasonografi sayesinde yumurtalık rezervlerinin kontrolü sağlanır.

Yumurtalık rezervlerinin iyi olması durumunda 45 yaşına kadar tüp bebek tedavisi uygulanmasında herhangi bir sıkıntı yoktur. Fakat yaşın ilerlemesinin olumsuz etkileri nedeniyle kromozom bakımından embriyonun incelenmesi gerekir. 38 yaşından sonra tüp bebek tedavisine başlayacak olan kadınların preimplantasyon genetik tanı yöntemine başvurmaları ve embriyo durumlarını değerlendirmeleri son derece önemlidir.

Kadınlarda 35 yaşından sonra yumurta sayılarında azalma durumları söz konusu olur. Yumurtlamalarda bozulma ve yumurta kalitesinde kötüleşme meydana gelir. Yumurtalık rezervleri tüp bebek yöntemi için uygun olsa da başarı şansında düşme olur. Bu nedenle kısırlık problemi olan kadınların çocuk sahibi olmaları için ileri yaşları beklemeden bir an önce tedaviye başlaması önemli bir konudur.

Yaşı ilerleyen ve yumurtalık haznesinde sorun bulunan kadınlar için tüp bebek tedavisinde gebeliğin gerçekleşmesi için herhangi bir yöntem bulunmaz. İleri yaşlarda çocuk sahibi olmayı düşünen ve düşük yumurtalık rezervlerine sahip kadınlar yumurta dondurma işlemi ile ileri yaşlarda hamile kalabilirler. 35 yaş üstündeki gebelikler riskli gebelik gurubuna girer. Bu nedenle bu gebeliklerin perinatoloji uzmanları tarafından takip edilmesi son derece önemlidir.

Erkeklerde Tüp Bebekte Yaş Sınırı Var Mıdır?

Erkeklerde sperm üretimi sürekli devam eder. Fakat yaşın ilerlemesi ile beraber sperm kalitesinde düşüşler olur. 55 yaş üzerinde olan erkeklerde sperm hareketliliği %54 oranında azalır. Bu durumun nedeninin sperm DNA’sında yaşanan bozulmaların olduğu düşünülür.

Çoğul Gebeliklerde Risk Var Mıdır?

Çoğul Gebeliklerde Risk Var Mıdır
Çoğul Gebeliklerde Risk Var Mıdır

Türkiye’de yardımcı üreme teknikleri yönetmeliği kapsamında anne rahmine iki taneden fazla embriyo transfer edilmesi yasaktır. Tek embriyo transferinde ikiz gebelik şansı oldukça azdır. 2 embriyo transfer edilmesi durumunda ikiz gebelik yaklaşık olarak 3’te 1 oranında gerçekleşir.

Nadir de olsa iki embriyo verilmesi halinde 3 ya da 4 bebek oluşumu durumları gözlemlenebilir. Verilen embriyolardan birinin bazen de ikisinin birden bölünmesi ile tek yumurta ikizliği durumları söz konusu olabilir.

Tüp bebek ya da aşılama gibi yardımcı üreteme tedavisi gören kişiler uzun süre bu tedavileri görüp çocuk sahibi olamadıklarında çoğul gebelik isteyebilirler. Çoğul gebeliklerin riskli sayılması nedeniyle transfer edilecek embriyo sayıları doktor ve hastaların birlikte karar vermelerine bağlı olarak değişiklik gösterir. Transfer edilemeyen embriyoların dondurularak 5 yıl süre boyunca saklanması da mümkündür.

Günümüz teknolojisinde üreteme teknikleri ile çoğul gebeliklerin meydana gelme oranı %20-30 arasında değişiklik gösterir. Çoğul gebeliklerin büyük kısmını ikizler ve nadiren de üçüzler ya da daha fazlası meydana getirir.

Kimler Tüp Bebek Tedavisi Görebilir?

Korunmadan gerçekleştirilen düzenli cinsel ilişkiye rağmen bir yıl boyunca gebelik elde edilememesi durumunda kısırlığın tedavi edilmesi ve yardımcı üreme teknikleri ile çocuk sahibi olmak adına tüp bebek merkezlerine başvurmak gerekir.

Aşağıdaki durumlarda doktor ile iletişime geçilebilir.

  • Düşük sperm sayısı, prostat ve testis hastalıkları geçmişi ya da cinsel problemler
  • Gebe kalmayı düşünen ve 30 yaşından büyük olan, bunun yanında 6 aydır menstrual kanaması olmayan kadınlar
  • Menstrual periyotları düzensiz ya da ağrılı geçen, endometrioz, pelvik ağrı ya da tekrarlayan düşük durumları söz konusu olan kişiler.

Tüp Bebek Tedavisinin Uygulandığı Diğer Durumlar

Doğal yollarla gebeliğin meydana gelmesi için kadının yumurtalık kanallarının açık olması ve normal fonksiyonlarını yerine getirmesi gerekir. Halk arasında yumurtalık kanalları olarak isimlendirilen fallop tüplerinin tıkalı olması, ciddi şekilde hasar görmüş olması veya cerrahi yöntemlerle alınmış olması halinde tüp bebek tedavi yöntemleri tercih edilebilir.

Kadın üreme organlarının çevresinde, yumurtalıklarda gelişen yumurtaların fallop tüplerince yakalanmasına engel olacak yapışıklık sorunlarının olması halinde de tüp bebek tedavisi gerekebilir.

Karın içinde meydana gelen yapışıklık sorunları bu bölgelerde daha önce gerçekleştirilmiş olan ameliyatlara veya daha önceden geçirilmiş olan iç genital sistemin iltihaplanması durumlarına bağlı olarak gerçekleşebilir.

Bu durumlarda ilk tedavi aşamasında kapalı cerrahi yöntemi ile yapışıklık sorunlarının açılması ve normal tip yumurtalık ilişkisinin sağlanması gerekir. Bu durumun sağlanamaması ya da sağlansa bile cerrahi sonrası belli bir süre içerisinde kendiliğinden gebeliğin oluşmaması halinde tüp bebek tedavisine geçmek gerekir.

Yumurtlama sorunları olan kadınlarda yumurtlamayı sağlayan ilaç tedavileri ile yumurta elde edilmesine rağmen hala gebelik oluşmaması halinde tüp bebek tedavisi uygulanmalıdır. Bu grupta çoğunlukla polikistik over sendromu olan kadınlar vardır.

Kadınlarda endometriosiz hastalığı olması halinde tüp bebek tedavisi gerekli olabilir. Bu hastalık, normalde rahim içerisinde bulunması gereken ve adet döneminde dışarı atılan endometrium isimlen tabakanın rahim dışında, yumurtalıklarda, tüplerin çevresinde ve bağırsaklarda bulunması halinde gerçekleşir.

Erkeklerdeki sperm sayısı, sperm şeklinde bozukluk, sperm hareketi, sperm yetersizliği gibi sorunların olması durumunda tüp bebek tedavilerine ihtiyaç duyulabilir. Erkek faktörüne bağlı infertilitesi olan çiftlerin tüp bebek tedavilerine erken dönemde sevk edilmeleri başarı oranlarının artmasını sağlar.

Erkekte sperm analizi yapıldığında hiç sperm bulunamaması halinde tüp bebek tedavisi ile sonuca gitmek mümkündür. Bu gibi durumlarda sperm hücreleri epididim ya da testisten elde edileceğinden tedavi yöntemi olarak tüp bebek mikronenjeksiyon tercih edilir.

Açıklanamayan kısırlık durumlarında da tüp bebek tedavisi uygulanmalıdır. Tüp bebek tedavisi, doğal yollarla çocuk sahibi olmaya çalışmış, muayene incelemelerinde herhangi bir sorunu olmayan çiftlerin, açıklanamayan kısırlık durumlarında da gerçekleştirilebilir.

Çiftlerin her zaman kendiliğinden gebe kalma sorunları olsa da yıllar geçtikçe ve kadının yaşı ilerledikçe bu şans giderek azalacaktır. Bu çiftlerde tüp bebek tedavileri hızlı bir şekilde sonuç verir. Çiftlerin üzerindeki stres ve gerginliği en kısa yoldan kaldırdığı için son derece önemlidir.

İmmünolojik kısırlık durumlarında da tüp bebek mikroenjeksiyon tedavisi ile hızlı bir şekilde sonuca ulaşılabilir. Menide ya da kadın üreme sistemi içinde sperm hücrelerine karşı antikor gelişiyorsa ve bunun yanında diğer tedaviler ile bir sonuca ulaşılması mümkün olmuyorsa bunun için tüp bebek tedavileri tercih edilebilir.

Kadınların yaşının ilerlemesi durumunda da tüp bebek tedavileri düşünülebilir. Doğurganlık yaşın ilerlemesi ile beraber azalma gösterecektir. Bu azalma özellikle 35 yaşından sonra daha hızlı bir şekilde gerçekleşir. Bu sebeple özellikle 38 yaş ve üzerinde olan ve bebek sahibi olmayı düşünen kadınlarda vakit kaybedilmeden tüp bebek tedavisine başlamak etkin ve sonuç getiren bir yaklaşım olma özelliğine sahiptir.

Diğer infertilite tedavileri ile zaman kaybedilmesi, bu yaşta olan kadınlar için yüksek bir bedel anlamına gelir. Zamana karşı yarışılan bu dönemde tüp bebek tedavileri doğru bir seçim olacaktır. Preimplantasyon genetik tanı uygulaması gereken durumlarda da tüp bebek tedavilerinin yapılması gerekir.

Sonuç olarak; tüp bebek tedavisindeki başarı oranlarındaki artış bu yöntemi en son başvurulacak bir tedavi olmaktan çıkararak kısırlık tedavileri içerisinde ön sıraya almıştır. Tüp bebek tedavisinin ön saflarda yerini alması pek çok çiftin uzun yıllar çocuksuz kalmanın gerginliği ve sıkıntısından erken dönemde kurtulmalarına yardımcı olur.

Adım Adım Tüp Bebek Tedavisi

Başlangıç Aşaması: Eğitim

Tüp bebek tedavisinde ilk basamak tüp bebek koordinatörü tarafından verilen eğitimdir. Bu aşamada çiftlere işlemlerle ilgili bilgiler verilir. Tedavi planı ve tedavinin nasıl yürütüleceği anlatılır. Bunun yanında kişilerin ilaçları nasıl kendi kendilerine alacağı ile ilgili bilgiler de öğretilir. Çiftlere gerekli onay formları imzalatılır.

Birinci Aşama: Yumurtalıkların Uyarılması ve Yumurta Gelişimlerinin Takip Edilmesi

Tüp bebek tedavisinin temeli, kadınların yumurtalıklarının tamamıyla kontrol altına alınması oluşturur. Bu amaçla kadınlara çeşitli ilaç tedavileri uygulanır. Bu ilaçlar kadınların istenen zamandan önce yumurtlamasına engel olur. Bu işlemler burun spreyi ya da cilt altına gerçekleştirilen enjeksiyon ile gerçekleştirilir. Kişilerin bu ilaçları kendi kendine uygulayabilmeleri için gerekli eğitimler verilir.

Tüp bebek tedavilerinin başarısı kadın yumurtalıklarından fazla sayılarda yumurta üretilmesine bağlı olarak gerçekleştirilir. Bu amaçla önceden belirtilen ilaçlar ile yumurtalıkların kontrol altına alınmasından sonra yumurta gelişimini uyaran ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar cilt altına ya da kas içerisine iğne ile verilir.

Yumurtalıkların bu ilaçlar kullanılarak uyarılması 10 gün kadar sürer. Bu süreçte yumurta gelişiminin birkaç kere kontrol edilmesi gerekir. Bu kontrollerde ultrasonografi gerçekleştirilir. Gerekli olması halinde hormon düzeyleri kontrol edilerek dozların ayarlanması işlemleri gerçekleştirilir.

İkinci Aşama: Yumurtaların Toplanması

Yumurta gelişimlerinin takip edilmesi esnasında yeterli sayıda yumurtanın olgunlaştığının tespit edilmesinin ardından aynı gün içerisinde en son gelişim basamağının tamamlanması için enjeksiyon işlemleri uygulanır. Yumurtaların toplanması ise verilen bu son ilacın 36ç saatinde gerçekleşir.

Yumurtaların toplanması sırasında uyku verici ya da sakinleştirici ilaçlar verilebilir. Bunun yanı sıra işlem tamamen anestezi altında da gerçekleştirilebilir. Bu işlem, yumurta gelişim takiplerindeki yapılan vajinal ultrasonografi uygulamalarına benzer bir şekilde gerçekleştirilir. Bu işlemin tek farkı ultrasonografi aletine bağlı olan iğne vajenden geçirilerek yumurtalıkların içerisinde bulunan yumurtaların toplanmasını sağlar.

Yumurtaların toplanması işlemi yaklaşık olarak 30 dakika gibi bir sürede gerçekleştirilir. Sperm hücreleri ile döllenme işlemleri ise yumurtaların toplandığı gün gerçekleştirilmelidir. Yumurtaların toplanmasını takip eden süreçte 2-3 saatlik dinlenmenin ardından hastalar taburcu edilir. Tüp bebek tedavisinin bu aşamasından sonra çiftlere kullanılacakları ilaçlarla ilgili olarak çeşitli bilgiler verilir.

Üçüncü Aşama: Laboratuvar İşlemleri

Yumurtalar toplandıktan bir gün sonra yumurtaların kaç tanesinin normal şekilde döllendiği ile ilgili çiftler bilgilendirilir. Bu aşamadan sonra normal bir şekilde döllenmiş olan yumurtalar laboratuvar ortamlarında 2 ile 5 gün arasında izlenir. Uygun görülen zamanda içlerinden en kaliteli olanlar belli sayılarda seçilerek anne rahmine yerleştirme işlemi uygulanır. Bu yerleştirme işleminin ne zaman yapılacağı ile ilgili olarak çiftler bilgilendirilir.

Dördüncü Aşama: Embriyo Transferi

Tüp bebek tedavisinin son aşaması olan embriyo transferi işleminden önce çiftlere kaç adet embriyo transfer edileceği, embriyo sayısı ve kalitesi ile ilgili olarak çeşitli bilgiler verilir. Embriyo transfer işlemleri basit bir muayene işlemi gibidir. Bu işlem sırasında anesteziye gerek duyulmaz. Transferden önce istenen tek şey anne adaylarının su içerek idrar torbalarını bir miktar doldurmalarıdır. Transfer işlemleri ultrasonografik gözlem altında yapıldığı için idrar torbasının bir miktar dolu olması önemlidir.

Transfer sırasında embriyo ile yüklenen katater vajenden ve rahim ağzından geçilerek rahim iç kısmına yerleştirilir. Embriyonun rahim içine bırakılması işlemi sağlanır. Yerleştirme işleminin ardından geride iyi kalitede embriyo ya da embriyolar kaldı ise çiftlerin onayı alınarak embriyoların dondurulması işlemleri gerçekleştirilir. Bu embriyolar ileride kullanılmak üzere saklanabilir.

Transferin ardından hastalar 3-4 saat hastanede dinlenmelidir. Ardından çiftler eve yollanır ve kadının o gün evde dinlenmesi istenir. Gebeliğin gelişiminin desteklenmesi maçıyla östrojen, progesteron ya da diğer ek takviyelerin kullanımına yumurtaların toplanmasından ya da embriyonun transferinin ardından başlanabilir.

Tüp bebek tedavisi sonucu transferden 14 gün sonra gerçekleştirilen gebelik testi ile öğrenilebilir. Testin pozitif çıkması durumunda üç hafta sonrasında bebeğin kalp atışlarını gözlemlemek adına randevu verilir.

Tüp Bebek ile Şans Ne Kadardır?

Tüp bebek tedavisinin başarısı, tedaviden yaklaşık 9 ay sonra sağlıklı bir bebek dünyaya getirmenizdir. Uzmanlara göre 2027 yılına kadar dünyada tüp bebek başarı oranının %100’e kadar çıkacağı düşünülür. Türkiye, tüp bebekteki başarı oranları ile Avrupa ülkeleri arasında ilk 5 içerisindedir. Tüm dünyada ise 7. Sıradadır. Tüp bebek tedavisinde en yüksek başarı oranları ise Amerika’dadır.

Tüp bebek tedavisinde yüksek başarı elde etmek için birtakım faktörler önemlidir. Kadın doğum doktorları risk faktörlerini dikkate alarak çiftler için başarıyı artıracak tedavileri ve güncel tüp bebek yöntemlerini kullanır.

Tüp bebek tedavisi başarı oranını etkileyen faktörler;

  • Dengeli beslenme, stresten uzak durma, alkolden uzak durma
  • Kadınların yaşı
  • Çiftlerin sigara kullanımı
  • Yüksek kilo sorunları
  • Rahimde embriyonun tutunmasına engel olan polip, miyom, yapışıklık ya da endometriozis varlığı
  • Yumurtalık rezervlerinin durumu
  • Rahim ve fallop tüplerindeki sorunlar
  • Sperm kalitesi
  • Nedeni açıklanamayan kısırlık sorunları
  • Sperm sayısında azalma ya da spermin tutunma sorunları
  • Yumurtalık ve spermlere zarar veren bağışıklık sistemi ile alakalı problemler

Tüp bebek tedavi şansı çiftlere anlatılırken her başlanan tedavi denemesinden kaçının canlı doğum ile sonuçlandığının dikkate alınması gerekir. Bu gerçekçi bir yaklaşım olacaktır.

Bazen başarı oranları anlatılırken kanda ölçülen gebelik testinin Beta Hcg değerinin yüksekliği baz alınabilir. Fakat, kanda gebelik testinin yükselmesi durumları her zaman gebeliğin doğuma kadar gideceğini göstermemektedir.

Bazen kanda gebelik testi pozitif çıksa da ultrasonografide görülmeden bebeğin kaybedilmesi durumları söz konusu olabilir. Bu durum biyokimyasal gebelik olarak isimlendirilir. Gebelik kesesi oluşsa bile içerisinde kalp atımı olan bebeğin gelişmemesi durumları söz konusu olabilir.

Bu sebeple tüp bebek tedavisinde başarılı olabilme şansının değerlendirilmesinde ve bu konudaki yayınlar okunurken her başlanan tedavi denemesinden kaçının canlı doğum ile sonuçlandığı konusunun irdelenmesi gerekir.

Tüp Bebek Tedavisinde Psikolojik Destek

Günlük yaşamın koşuşturması yanında çiftlerde kısırlık sorunları olması ve IVF tedavisi görmeleri çiftlerin ruhsal gerilim yaşamalarına neden olabilir. Bu nedenle çiftlerin bu tedavi boyunca ve sonrasında destek alması ve bilgilendirilmesi oldukça önemlidir. Bu aşamada çiftlerin daha çok zamana ve desteğe ihtiyacı varsa psikolojik açıdan destek almaları son derece önemlidir.

Ruhsal destek; kısırlık ve tedavi ile alakalı düşüncelerin, duyguların ve tecrübelerin bu konuda profesyonel hizmet sunabilecek ve uzmanlık düzeyinde bilgi, yaklaşım ve yetenek sahibi kişilerle paylaşılması son derece önemlidir.

Hissedilen sıkıntılar üzerine çok daha kapsamlı düşünmek, daha etkili baş etme yöntemleri ve çözümlerin üretilmesine de yardımcı olacaktır. Tedavi öncesinde, devamında ve sonrasında çiftlerin ihtiyaç duydukları desteği alması son derece önemlidir.

Fertilite sorunlarının aile, çevre ve dostlarla olan ilişkilerin etkilerini daha farklı ve olumlu bir bakış açısı ile değerlendirilmesi gerekir. Psikolog ile yapılacak olan görüşmelere çiftler beraber katılabilecekleri gibi bireysel olarak da katılmaları mümkündür. Ruhsal destek esnasında yapılan görüşmeler hastalara özeldir ve gizlidir.

Tüp Bebek Tedavisi Yan Etkileri Nelerdir?

Tüp Bebek Tedavisi Yan Etkileri Nelerdir
Tüp Bebek Tedavisi Yan Etkileri Nelerdir

Tüp Bebek Tedavisi Sonrası Çoğul Gebelik Riski

Doğal gebeliklerde çoğul gebelik oranları her 80 doğumdan 1’i iken bu oran tüp bebek tedavilerinde 20 kat daha fazladır. Yaklaşık olarak 4 tüp bebek tedavisinden birinde çoğul gebelik söz konusu olur. Çocuk arzusu ile tedaviye başlandığında gebelik düşüncesi özellikle birden fazla çocuk olasılığı heyecan verici bir başarı olsa da çoğul gebelik hem bebek hem de anne açısından son derece riskli bir durumdur.

Çoğul gebelikte erken doğum, düşük, prematüriteye bağlı bebek ölümleri, gelişme geriliği, spastisite, annede yüksek tansiyon, operatif doğum, şeker hastalığı, gebelikte ve doğum sırasında kanama riskleri oldukça artar.

Normal doğum ağırlığı tek bebekte ortalama 3.3 kg olurken ikiz bebeklerde yaklaşık 2.5 kg üçüz bebeklerde ise 1.8 kg’a kadar düşer. IVF tedavisini takip eden süreçte tekli gebeliklerde gebelik kaybı riskleri %1’den çok daha azdır. Bu oran ikiz gebeliklerde %4.7 iken üçüz gebeliklerde ise bu oran %8.3’e kadar çıkar.

Doğumdan sonra bebeklerin uzun süre hastanede kalması, anne ve babanın çocukların bakımı ile yorgun düşmesi nedeniyle iç huzurun olumsuz etkilenmesi durumları söz konusu olur. Fertilite tedavisinde kullanılan ilaçlar birden fazla yumurta gelişimini amaçladığı için çoğul gebelik riskleri tüm fertilite tedavilerinde meydana gelebilecek bir sorundur.

Çoğunlukla gebelik şansını artıran faktörler çoğul gebelik risklerinin de artmasına neden olur. Bu nedenle gebelik şansını azaltmadan çoğul gebelik risklerinin kontrol altına alınması önemli bir konudur. Tüp bebek tedavilerinde transfer edilecek olan embriyoların sayısı bu açıdan son derece önemlidir. Kadının yaşı, embriyo kalitesi, önceki tedavi ve gebelik hikayesi bütün olarak değerlendirilmeli, transfer edilecek olan embriyo sayıları bu doğrultuda belirlenmelidir.

Çoğul gebelik riski yalnızca tüp bebek tedavilerine özgü olan bir durum değildir. Yumurtlama ve aşılama tedavilerinde de bu gibi durumlar söz konusu olabilir. Tedavi esnasında gerçekleştirilen kan testleri ve ultrasonda planlanandan daha yüksek sayıda yumurta geliştiğinin gözlemlenmesi durumunda hekimler hastalar ile tedavi iptali, yumurtlamadan önce fazla yumurtaların toplanması veya tüp bebek tedavisine geçişi de barındıran çeşitli seçenekleri konuşabilirler.

Tedaviden sonra üçüz veya daha yüksek sayıda gebelik meydana gelmesi durumunda iki veya daha fazla sayıdaki gebeliğin seçici olarak sonlandırılması, kalan gebeliğin sağlıklı doğum şanslarının artırılması sağlanabilir. Bu hem çiftler hem de doktor açısından verilmesi oldukça zor bir karardır. Nadir de olsa tüm gebeliklerin düşükle sonlanması gibi durumlar da söz konusu olabilir.

Overian Hipersitimülasyon Sendromu

Overian hipersitimülasyon sendromu olarak isimlendirilen yumurtalıklarından istenenden çok daha fazla yumurta oluşturması da önemli bir risktir. Overian Hipersitimülasyon Sendromu fertilite ilaçlarının kullanımlarına göre gelişen nadir ve oldukça ciddi bir komplikasyondur. Tüp bebek tedavisi alan 100 kadından 2’sinde bu durum söz konusu olur.

Yumurtalıkları OHSS’ye neden olan aşırı uyarılması çoğunlukla polikistik over sendromu olan genç kadınlarda görülür. Tedavi öncesinde gerçekleştirilen ultrason testi sonucunda polikistik over rahatsızlığının olup olmadığının anlaşılması mümkündür.

Tüp bebek tedavi sürecinde gerçekleştirilecek olan kan testleri ve ultrason işlemleri yumurtalıkların tedaviye istenenden daha fazla cevap verip vermediğini ve buna bağlı olarak OHSS riskinin derecesini gösterir. Cevap istenenden fazla ise risk derecesine bağlı olarak ilaç dozu azaltılabilir. Bunun yanında kısa süreliğine ilacın tamamen kesilmesi de gerekebilir.

Nadir de olsa tedavinin tamamen iptal edildiği durumlar da söz konusu olabilir. Tedavinin tamamen iptal edilmesi halinde bir sonraki adet kanamasına kadar kadınların cinsel ilişkide bulunmaması ve gebelikten kaçınması önemlidir. Çoğunlukla birkaç içerisinde yeniden düşük dozlar ile tedaviye başlanabilir. OHSS belirtileri çoğunlukla yumurta toplama işlemini takiben görülür ve gebeliğin oluşması ile çok daha şiddetlenir.

OHSS belirtileri;

  • Nefes darlığı
  • Karında sürekli arta şişkinlik hissi ve rahatsızlığı
  • Koyu renkli idrar
  • Art arda gelen bulantı ve kusma sorunları
  • İshal durumları

Hastalığın şiddetine bağlı olarak belirtiler hafif, orta ya da ciddi düzeylerde gerçekleşebilir. Hafif şiddette meydana gelen OHSS ayaktan tedavi edilebilir. Şiddetli olması durumlarında kişilerin hastaneye yatışları gerekebilir.

Hastaların bu dönemde bol bol su içmesi, hafif yürüyüşler yapması, gerekli olması durumunda ağrı kontrolleri yapması önerilir. Bu belirtilerden herhangi birinin görülmesi durumunda en kısa sürede hekimin haberdar edilmesi gerekir.

Yumurta toplama işlemini takiben OHSS’nin erken dönemde gerçekleşmesi halinde embriyo transferi yapılmaz. Tüm embriyoların dondurulması ile tam iyileşmeyi takiben sonraki aylarda kullanılmak üzere saklanması mümkündür.

Uygun olduğu düşünülen durumlarda embriyoların 5. Güne kadar kültür ortamlarında saklanır ve yalnızca bir embriyonun transfer işlemi gerçekleştirilir. Böylece hem çoğul gebelik riski hem de OHSS şiddeti azaltılabilir.

Dış Gebelik

Dış gebelik riskleri genelde fallop tüplerindeki problemlere bağlı gelişen infertilite durumlarında görülür. Bu durumun önlenmesi mümkün değildir. Her gebeliğin kan testleri ve ultrason ile yakından takip edilmesi ile beraber dış gebelikler kişilere zarar vermeden erken dönemlerde tespit edilebilir.

Dış gebeliğin tedavisi çoğunlukla ameliyat ile gerçekleştirilir. Bazen ilaç tedavisi ile de bu sorunlardan kurtulmak mümkündür. Fertilite ilaçlarına bağlı olarak sistemik alerjik reaksiyon riskleri de oldukça düşüktür. Bazı durumlarda enjeksiyon yerlerinde kızarıklık sorunları meydana gelebilir. Bu da yerel alerjik reaksiyon olarak isimlendirilir.

Kullanılan ilaçlara bağlı olarak baş ağrısı, sıcak basması, ruhsal dalgalanmalar hissedilebilir. Bunun yanında karında hafif dolgunluk hisleri de söz konusu olabilir.

Tüp bebek tedavisi sürecinde anne ve baba adaylarının tüp bebek başarısını etkileyen olumsuz birtakım faktörler varsa tedavi süreci öncesinde bunların çeşitli yöntemlerle giderilmesi sağlanır. Bu sayede başarı şansında da artış olacaktır.

Mikroenjeksiyon (ICSI) Yöntemi Nedir?

Mikroenjeksiyon yöntemi tüp bebek uygulama yöntemlerinden biridir. Tek bir sperm yüksek büyütmeli mikroskop altında yumurta içerisine yerleştirilir. Bu yöntem çoğunlukla sperm sayılarının düşük olduğu durumlarda kullanılır. Bunun yanında sperm hareketlerinin ileri derecede azaldığı, spermin yapısal olarak bozukluğunun ön planda olduğu çiftlerde de uygulanabilir.

Mikroenjeksiyon yönteminin en büyük avantajları sperm sayısı oldukça düşük olan erkeklerde bebek sahibi olma şansının normal tip bebek tedavisi düzeylerine ulaştırılmasıdır.

Mikroenjeksiyon yöntemi, bağışıklık sisteminin sperm üzerinde hasara yol açtığı, spermin cerrahi bir yöntemle toplandığı veya sperme bağlı döllenme sorunlarının diğer tedavilerin başarılarını olumsuz bir şekilde etkilediği durumlarda gebelik şanslarının belirgin bir düzeyde artırılmasında etkilidir.

Bunun yanında nadiren de olsa görülen, açıklanamayan döllenme sorunlarının en aza indirilmesi amacıyla belirgin sperm sorunları olmayan çiftlere de önerilen bir yöntemdir.

Mikroenjeksiyon Riskleri Var Mı?

Mikroenjeksiyon yöntemleri ciddi derecede sperm sorunları nedeniyle çocuk sahibi olamayan çiftlerin gebelik şanslarının normal tüp bebek başarı düzeylerine ulaştırılması amacıyla tercih edilir. Babada sperm sayılarının oldukça düşük olması nedeniyle bazı genetik sorunlar erkek çocuklara geçebilir.

Bu sorunlar; kistik fibröz hastalığı, özellikle X ve Y kromozomlarını etkileyen kromozom sayı ve yapı problemleri, Y kromozomunda ufak kırıklar olarak görülebilir. Tedaviden önce baba adayından alınacak kan testi sayesinde bu risklerin durumları araştırılabilir. Gerekli olması halinde pre-implantasyon genetik tanı yöntemi ile sağlıklı embriyoların transfer işlemleri gerçekleştirilir. Fakat genetik sorunlar tedavi yöntemi ile ilgili değildir. Çiftlerin özellikle de erkeklerin altta yatan kısırlık sorunlarına bağlı olarak gerçekleşir.

Aşılama (İnseminasyon)

Aşılama tedavisi, doğurganlığın en yüksek olduğu yumurtlama dönemlerinde erkekten alınan spermlerin basit bir yöntemler rahim içine yerleştirilmesi ile gerçekleştirilir. Bu yöntem tüplerin sağlıklı olduğu ve nedeni belli olmayan fertilite sorunlarında önerilir.

Sperm sayısının veya hareketliliğinin düşük düzeylere inmeden azalması, spermin rahim ağzından geçişinin engellendiği veya cinsel ilişkinin vajinismus, impotans, erken boşalma sebebiyle gerçekleşemediği çiftlerde tercih edilir.

Erkeğin verdiği sperm örneğinden seçilen en hareketli ve fertilite şansı en yüksek spermler plastik bir tüp ile rahim ağzından geçilerek rahim içine bırakılır. Aşılama tedavisi normal bir adet rahatsızlığının ötesinde ağrılı bir yöntem değildir. Çoğunlukla fertilite ilaçlari ile beraber gerçekleştirilir. Tedavinin başarı oranı çoğunlukla %15 civarındadır. Sperm değerlerine, kadının yaşına, tüplerin sağlık durumlarına bağlı olarak değişiklik gösterir.

Testis Biyopsisi

Erkek yumurtalıklarında yani testislerde meydana gelen sperm vas deferans ve epididimis isimli kanal ile penise ulaşır. Epididimis, spermleri testislerden alarak vas deferansa taşıyan, mesane arkasına yerleşmiş olan sarmal dokuların ismidir. Vas deferans ise epididimisten almış olduğu spermlerin penise taşınmasını sağlar.

Spermlerin yumurtalıklardan çıkarak penise ulaşması ve ejekülasyon ile boşalmanın mümkün olmadığı durumlarda, spermlerin yumurtalıklardan alınması için testis biyopsisi gerçekleştirilir. Bu gibi durumlarda iğne yardımıyla epididimise girilerek (PESA), mikrocerrahi ile epididime girilerek (MESA), testise iğne yardımıyla girilerek (TESA) ve bunların yanında sperm bulunamayan hastalarda testislerden doku örneklerinin alınması ile (TESE) sperm elde edilmesi mümkün olur.

Testis biyopsisi, erkeğin sağlıklı bir sperm oluşturup oluşturmadığını gösteren bir işlemdir. Testislerde bol miktarlarda iyi sperm bulunması halinde bir yerlerde tıkanıklık sorunları olduğu anlamına gelir.

Tüp bebek tedavilerinde sperm elde etme teknikleri arasından en bilinenleri TESE ve TESA yöntemlerdir. Testis biyopsisi işlemi düşük sayıda spermi olan ya da hiç spermi olmayan kişilere uygulanır.

TESA yönteminde, ince iğneler yardımıyla spermlerin direkt olarak yumurtalıklardan toplanması mümkün olur. Bu yöntem çoğunlukla lokal anestezi altında gerçekleştirilir. Bu işlemde deride herhangi bir kesiye gerek duyulmaz.

TESE isimli yöntemde testislerden sperm eldesi sağlanır. Bu işlem genel anestezi altında yapılabileceği gibi lokal anestezi altında da gerçekleştirilebilir. TESE mikroskop altında daha seçici yöntemlerle yapılıyorsa bu işlem mikro TESE olarak isimlendirilir. Mikro TESE yöntemi ile sperm bulunma şansı çok daha yüksektir. Bunun yanında yumurtalıkların ameliyattan iyileşme hızları da oldukça yüksektir.

PESA (Perkutan Epididimal Sperm Aspirasyonu) Nedir?

PESA işlemi, testisler üzerindeki epididimlere ince iğneler yardımıyla girilerek içerisinden spermlerin çekilmesine verilen isimdir. PES işlemlerinde oldukça ince iğneler yardımıyla lokal anestezi altında deriden geçilip epididim isimli sperm kanalına girilir. Sperm bu kanallardan aspirasyon yöntemleri ile toplanır. Bu işlem için deride kesi açılmasına gerek yoktur.

Bu yöntem ile sperm elde edilememesi durumunda yine ince iğneler ile spermlerin direkt olarak testislerden toplanması mümkündür (TESA). Bu yöntemin de lokal anestezi altında yapılması mümkündür. Yine deride herhangi bir kesi işlemine gerek duyulmaz.

TESA yöntemi ile sperm elde edilmemiş ise sperm, yumurtalıklardan alınan küçük biyopsi parçalarında aranabilir (TESE). Bu operasyon çoğunlukla genel anestezi altında gerçekleştirilir. Yumurtalıkları çevreleyen deride kesi durumlarına gerek duyulmaz.

Testislerden biyopsi ile alınan sperm dondurularak sonraki tedavilerde kullanılabilmesi mümkündür. Aspirasyon yöntemi ile yumurtalıklardan veya epididim isimli sperm kanallarından toplanan spermler dondurulup saklanmaya uygun değildir. Bu sebeple kadınlar için de aynı gün içerisinde IVF tedavi ve yumurta toplama işlemleri gerçekleştirilmelidir.

TESA, TESE, PESA ameliyatlarından sonra hastalarda birkaç gün ağrı ya da şişkinlik durumları söz konusu olabilir. Bu çoğunlukla basit ağrı kesiciler ile kontrol edilebilen bir durumdur.

MESA (Mikroskop Altında Epididimal Sperm Aspirasyonu) Nedir?

MESA (Mikroskop Altında Epididimal Sperm Aspirasyonu) Nedir
MESA (Mikroskop Altında Epididimal Sperm Aspirasyonu) Nedir

Erkeklerde epididim kanallarından genel veya lokal anestezi altında mikrocerrahi yöntemi ile sperm elde edilmesine verilen isimdir. MESA yöntemi, doğuştan vas deferensi oluşmamış erkeklerde spermin temin edilmesi amacıyla kullanılan cerrahi bir yöntemdir. Bu yöntem öncesinde sterilizasyon ameliyatı olan erkeklere de rahatlıkla uygulanabilir.

Bu işlem genel anestezi altında birkaç saatte gerçekleştirilir. Hastaların aynı gün içerisinde taburcu edilmeleri mümkündür. Yumurtalıkları saran deriye küçük bir kesi atılması ile sperm kanallarına ulaşılır. Bu kanallardan mikroskop altında küçük sıvı örnekleri alınır. Bu sıvı örneklerinin içerisinde sperm olup olmadığının kontrolleri gerçekleştirilir. Kaç tane sperm kanalının kesi ile inceleneceği spermlerin sayısına ve spermlerin hareket yeteneklerine bağlı olarak değişiklik gösterir.

MESA yöntemi ile elde edilen spermler çoğunlukla hızlı hareket edecek olgunluğa erişmediğinden döllenme aynı gün tüp bebek mikroenjeksiyon ile gerçekleştirilir. Bu sebeple kadın için de aynı gün içerisinde IVF tedavisi ve yumurta toplama işlemleri gerçekleştirilmelidir.

MESA ameliyatından sonra kişilerde birkaç gün ağrı ya da şişlik durumları söz konusu olabilir. Bunlar çoğunlukla basit ağrı kesiciler ile kontrol altına alınabilir.

Assisted Hatching Nedir?

Yardımlı yuvalama olarak isimlendirilen bu işlem, embriyonun kendini saran zardan ayrılmasına yardımcı olmak için yapılan bir lazer uygulamasıdır. Bu yöntem sayesinde embriyonun rahme doğru bir şekilde tutunması mümkün olur. Tekrarlanan tüp bebek başarısızlığı durumlarında bu teknik tercih edilebilir.

Kadınların yaşlarının 38 üzerinde olduğu, kadındaki FSH hormon düzeyinin yüksek olduğu, embriyoyu çevreleyen zarın kalın olduğu, tekrarlanan tüp bebek denemelerinde herhangi bir sonucun alınmadığı durumlarda bu yöntemin sonucu iyileştireceği düşünülebilir. Bu işlem embriyo transfer edilmeden önce embriyonun dışında bulunan yapay bir delik ile gerçekleştirilir.

Assisted Hatching Nasıl Uygulanır?

Erken gelişim süreçlerinde embriyo zona pellucida olarak isimlendirilen koruyucu katmanla kaplıdır. İlerleyen zamanlarda embriyo bu tabakayı kırarak dışarı çıkar. Aksi durumlarda embriyonun rahim iç tabakasına yapışıp gebelik oluşturması şansı bulunmaz.

Assisted hatching yöntemi ile embriyoyu çevreleyen zar tabakasına küçük bir delik açılır. Bu sayede embriyonun kolay bir şekilde dışarı çıkması mümkün olur. Bu işlem çoğunlukla embriyo gelişimlerinin 3. gününde gerçekleştirilir.

İşlem sırasında embriyonun direkt olarak zarar görmesi gibi durumlar söz konusu olmaz. İşlemden sonra gerçekleştirilen gebeliklerde tek yumurta ikizlerinde artış gözlemlenmiştir. Her 100 tedaviden ikisinde bu durum söz konusu olur.

Bu yöntemin genellikle daha önce tekrarlayan tüp bebek başarısızlıkları bulunan, FSH değerleri yüksek olan ve ileri yaşta olan kadınlarda gebelik şanslarını yükselttiği düşünülmektedir. Bu grupta embriyonun zona tabakasının normalden kalın olduğu, embriyonun çıkışının zorlaştığı gözlemlenir. Dondurulan  embriyolarda da zona tabakasında kalınlaşma problemleri söz konusu olabilir.

Tüp Bebekte Başarı Oranını Artıran Uygulamalar

  • Uygulama öncesinde kadınların ve erkeklerin, gebe kalmayı engelleyen nedenlere ilişkin olarak detaylı bir şekilde incelenmesi gerekir.
  • Embriyo transferlerinin titiz bir şekilde gerçekleştirilmesi tüp bebek tedavilerinin başarı oranlarını artırır.
  • Yumurtlama tedavilerinin de iyi bir şekilde yönetilmesi önemlidir.

 

Embriyo Dondurma İşlemi Nedir?

Tüp bebek tedavilerinde transferin ardından fazladan iyi kalitedeki embriyoların dondurulması ile saklanması mümkündür. Bu embriyolar ileride çözülerek gebelik için kullanılabilir. Dondurulmuş embriyoların kullanılması durumunda kadının yumurta gelişimi açısından ilaç tedavisi almasına ya da yumurta toplama işlemlerine gerek duyulmaz. Başarılı bir şekilde gerçekleştirilen embriyo dondurma işlemi tüp bebek tedavilerinde başarı şansını artıran önemli uygulamalar arasında yer alır.

Tüp bebek tedavilerinde çoğunlukla gebelik şansı en yüksek olan embriyoların seçilebilmesi için çoğunlukla transfer edilecek embriyolardan çok daha fazla sayıda embriyonun geliştirilmesi sağlanır. Transferi gerçekleştirilmeyen fakat gebelik şansı yüksek olan iyi kalitede gelişim gösteren embriyolar dondurularak ileri dönemlerde kullanımları mümkündür. Bu şekilde daha basit yöntemlerle çiftlerin yeni bir tüp bebek tedavisi için gerekli olan maddi ve tıbbi külfet azaltılmış olur.

Embriyolar dondurma işlemlerine karşı son derece hassastır. Bazı embriyoların çözülmesi esnasında canlılığını yitirmesi durumları söz konusu olabilir. Fakat dondurulma ve çözülme işlemlerinde canlı olarak çıkan embriyolardan meydana gelen gebelikler ve doğan çocukların gelişimleri dondurulmamış embriyolar gibi normaldir. Dondurma işlemine bağlı olarak herhangi bir doğum arızası meydana gelmez.

Dondurulmuş olan embriyoların gebelik şansı çoğunlukla dondurulmamış olanlara göre daha azdır. Fakat vitrifikasyon olarak isimlendirilen yeni bir hızlı dondurma işlemi ile hem embriyoların canlılık oranları hem de gebelik şansları belirgin bir şekilde artar.

Başarı durumlarını belirleyen en önemli faktörler embriyoların transfer edildikleri değil donduruldukları zamanda annenin yaşıdır. Dondurulmamış embriyoların aksine bu durum geçen zamanda azalmaz.

Dondurulmuş olan embriyoların transfer işlemleri için rahim iç yüzeyinin hazırlığı ile ilgili işlemler gerçekleştirilir. Bu hazırlık süreçleri düzenli bir şekilde adet gören kadınlarda ilaç kullanımına gerek duyulmadan doğal adet döneminde yapılabilir. Adet düzensizliği sorunu olan kadınlarda ise 2 haftalık bir hormon tedavisi ile hazırlık işlemi gerçekleştirilebilir. Gebeliğin oluşması halinde hormon tedavisinin 3 ay kadar daha devam etmesi önemlidir. İki yöntemin de başarı oranları birbirine yakındır.

Yumurtanın Dondurularak Saklanması

Yumurtalıkların sayılarında ve kalitelerinde azalma durumu normal gebeliğin yanında tüp bebek için de engel oluşturur. Rezervlerin azalması durumunda kadınlarda gebe kalma şansını artırmak açısından tüp bebek tedavisi önerilir.

Yumurta dondurma işlemi için kadınlardan alınan sağlıklı yumurtalar dondurulup saklanarak istenen zamanda tüp bebek için kullanılabilir. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı onayı ile özel hastanelerde yumurta dondurma işlemleri gerçekleştirilir.

Yumurta dondurma işlemi ile kanser hastalıkları, ileri yaş, rahim sorunları ve ameliyatları gibi durumlarda çocuk sahibi olmak isteyenler için büyük bir şans doğmuş olur. 1980 yılında kanser hastası olan bireylerin çocuk sahibi olabilmeleri için gerçekleştirilen bu yöntem, günümüzde ileri yaşlarda anne olmak isteyen kadınlar tarafından da tercih edilir. Tıpta yaşanan gelişmeler ve modern tekniklerle beraber yumurta dondurma işleminden sonra kadınların gebe kalma şansları son derece yüksektir.

Türkiye’de Tüp Bebek Tedavisi

Türkiye’de Tüp Bebek Tedavisi
Türkiye’de Tüp Bebek Tedavisi

Türkiye’de tüp bebek tedavisi sonuçları son derece başarılıdır. Bunun yanında ülkede dövizin yüksek olması nedeniyle tedavi fiyatları da oldukça uygundur. Günümüzde pek çok medikal turist avantajları nedeniyle tüp bebek tedavisi için Türkiye’yi tercih eder. Türkiye’de tüp bebek tedavisi hakkında detaylı bilgi almak için bizimle iletişime geçmeniz mümkündür.

 

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir